Cezairli Alim İbn Badis'e "kafir devlete cinsiyet(vatandaşlık)" hakkında soruldu:

Hack Forum

Administrator
Yönetici
Katılım
29 Ağu 2021
Mesajlar
635,251
Tepki
8
Puan
38
1. Soru: “Vatandaşlık” hakkında Allah’ın hükmü (tekfir edilmele-
ri) ve ondan tevbe etme.
El-Cevap(Parantez içi şerhdir):
İslami olmayan her hangi bir cinsiyyet (vatandaşlık) üzere
olmak demek, İslamî Şeriat’ın ahkamını reddetmek de-
mektir. Ve: her kim İslam kühümlerinden tek bir hükmü
dahi reddederse, o zaman El-İcma ile (Müslümanların it-
tifak’ı ile), İslam’dan çıkmış ve mürted olmuştur. (Böyle)
Addedilir. O zaman: El-İcma ile (ihtifal söz konusu olmak-
sızın) vatandaş (cinsiyyet sahibi) olan kimse, mürteddir.
Ve: Fransız kanunları üzere olan mütecennis (vatandaş)
kimsenin, nesli üzerine de vatandaşlığı cereyan edecektir.
Bu nedenle, kendi (karısını, çocuklarını ve tüm neslini)
İslam dairesinden çıkarıp (kendisi gibi kafir bir devletin
vatandaşı yaptığı için) onlara karşı cinayet işlemiş olur.
Ve bu cinayet öyle bir cinayettir ki, zulümün en şerlisi ve
en kirli olanıdır.
Ve: kendi cinayeti sebebi ile İslam Şeriat’ından dışarıya
çıkarttığı (vatandaş) nesli sürdüğü müddetçe, günahı hep
kendi boynunda tekrar tekrar yenilenmeye devam etmek-
tedir. (Bu cinayet) Kendi nefsine ve nesli üzerine her ne
kadar sürerse (o kadar süre devam eder ve kafirlik şerri ve
günahı hep boynunda kalmaya devam eder).
Eğer vatandaş kimse tevbe etmeyi irade ediyor ise, bu du-
rumda illa ki de (vatandaşlıktan) çıkması şarttır. Nasıl ki
bu (işlediğin günahtan soyutlanman), icma ile her tevbe-
nin lazım olan şarttıdır.
(Vatandaşlık küfründen) Çıkman da, ancak ve ancak İs-
lam Şeriat’ına geri dönüp de, onun dışındaki her şeyi red-
dederek olabilir.
(Dikkat edersek Hoca isbat eder ki; Şerî İslam bir din, va-
tandaşlık ayrı bir dindir. Her birinin kanunları ve nizamı
vardır. Her hangi bir vatandaş, İslam dini dışında bir dini
olduğundan, icma ile kafirdir. Müslüman olabilmesi için,
vatandaşlık ile alakalı tüm bağları kopartmadan asla tev-
be etmiş olmaz. Tevbe etmemişse de, kafirliği devam edi-
yor demektir. Bu da, vatandaş olan ve kalan herkesin tek-
firindeki icmayı nakletmek demektir.)
Ve: Fransız kanunları, kişinin kendisinin (vatandaşlığın-
dan) çıktığını iddia eden, artık (vatandaşlık küfründen ta-
mamen) ayrılıp (hiçbir bağı kalmadığını) iddia etse dahi,
kendi üzerine (Fransız kanunları tarafından) cereyan et-
meye devam edeceği için, Bizim inancımıza göre, onun
sadece (vatandaşlığı) hul etmesi (çıkartması, kimlik pasa-
port vb. tüm evrakları yakıp yok edip onlardan her türlü
ayrılması), halin zahirinde (bu kadarı ile küfür vatandaşlı-
ğından kurtulduğu) tahkik edilmemiş olur.
Çünkü: hasebi hali (bulunduğu bölge ve durumu) nedeni
ile (küfür devletinin) El-Ahkam’ı (kanunları) halen üze-
rinde cereyan etmeye devam etmektedir.
Ancak illa ki o kanunlarca şu (vatandaşlık küfrünü) al-
dığı beldeden, (hiçbir vatandaşlık küfrüne bulaşmadan,
tamamen Şerî ahkamlar gölgesinde) ayrılırsa (o ve belde-
den-ülkeden uzaklaşırsa), (sonra da) İslam Şeriat’ının
ahkamının cereyan ettiği bir beldeye giderse, (bu durum-
ları tahkik etmediği sürece bizler onu kafir görmeye de-
vam ederiz). Kendisi (kafir beldede iken, eğer vatandaşlık
küfründen az önce açıkladığımız gibi her türlü bağlılığını
kesip, alakasını koparır da onlardan olmadığını ilan eder-
se) kendisi ile Allah arasında sadık olabilir (evet, uhravî
olarak gerçek bir tevbe ile, hiçbir küfre bulaşmama yönü
ile müslüman olmuş olabilir). Lakin bizlere gelince, ancak
(İslam’a göre) emredildik ki kendi üstünde bir
hükmü cereyan edebilmemiz için, ancak zahiren (görüne-
ne göre) hareket edebiliriz.
(Görünürde vatandaşı olduğu kafir beldeyi terk etmediği
sürece, bizler onu Müslüman göremeyiz ve halen kimlik,
pasaport vs. vatandaşlık bağını izhar edenlerden de farklı
görmeyiz. Böylelikle onu (küfür beldesinden çıkmadan)
tasdik edemeyiz (ve ona inanamayız). Ve kendisi halen
(küfür beldesinde) kaldığı sürece, vatandaşlık ahkamları
nedeni ile mürted olduğu küfürlerin içinde bulaşmaya de-
vam ediyor.
(Kuşkusuz Nizamul-küfür, kendi vatandaşlarına belli
başlı ahkamlar tanımaktadır. Sen onları kabul etmesen
dahi, onlar seni kendilerinden addettikleri için sana bel-
li ahkamlar ve rahatlık tanırlar. Eğer sen gerçekten onları
tekfir edip de, onlardan ayrıldı isen, neden halen onların
arasında kalmaya devam ediyorsun? Eğer gerçekten Müs-
lüman oldu isen ve Dar’ul-küfürden çıkma imkanın var-
ken çıkmadı isen, bizler de seni tekfir etmekten ve tekfir
ettiğimiz vatandaşlardan farklı tutmayız.)
İşte bu nedenle tevbesi kabul edilmez. Ve Müslümanların
ahkamı bu kimsenin üzerinde cereyan etmez.
(Eğer vatandaşlıktan çıktığını ilan ettiği halde, zahiren va-
tandaşlık ile arasında hiçbir bağı kalmasa da, halen zama-
nında kendisinin veya ilk mürted olan ecdadından
birisinin vatandaş olduğu küfrü nizamın gölgesinde sırf
kalmaya devam etti diye ulema bu adamı tekfir ediyorlar
ise, bir de bunları hiç kale almayan, ya da bunu küfür dahi
görmeyen, ya da halen vatandaşlık haklarından istifade
edip de küfür evraklarını ve benzerlerini kullanan şu son
yüz yılın insanlarını görselerdi, acaba İbni Badis ve yanın-
daki Ulema bunları nasıl da tekfir ederlerdi?)
Kaynak :
 
Üst