- Katılım
- 29 Ağu 2021
- Mesajlar
- 630,153
- Tepki
- 8
- Puan
- 38
Hicr Suresi 9. Ayet : Şüphe yok ki Kur’an-ı biz indirdik ve şüphe yok ki onu mutlaka koruyacağız.
Kur’an-ı Kerim... 14 asırdır milyarlarca insanın, içerisinde bir tek hataya veya kusura rastlamadığı bir kitap. Nasıl bir kitap ki, yazıldıktan sonra bir harfinin bile değiştirilmesine gerek kalmasın. Üstelik bu kitap bizzat kendisi, hiçbir şekilde değiştirilemeyeceğini bizlere haber versin. Tarih bize tüm islam düşmanları bir araya gelseler bile, ayet-i kerime de bildirilen hükme karşı koyamayacaklarını en net biçimde göstermiştir.
Kur’an-ı Kerim, yaklaşık 23 senede peyderpey yaşanan olaylar neticesinde, bazen bu olaylara cevap vererek, bazen tenkit ederek, bazen tavsiyede bulunarak, bazen de kanun koyucu üslup ile, parça parça tamamlanmıştır. Bu şekilde 23 senede indirilen Kur’an-ı Kerim'in, sanki bir bütün halinde indirilmişçesine (zaten öyle Kadr suresi 1. ayet) bir ahenge sahip olması onun bir başka mucizesidir. O zaman biz, ya bunu yazan beşer geleceği görüyordu, 23 sene boyunca olacakları biliyordu ve kendisini edebi, ilmi, fikri açıdan fevkalade geliştirmişti ve bu eseri yazdı diyeceğiz, yada bunun bir beşer ürünü olmadığını kabul edeceğiz.
Kadr Suresi 1. Ayet : Biz o(Kur’a)n’ı Kadir gecesinde indirdik.
İsra Suresi 88. Ayet : De ki: "Andolsun eğer insan(lar) ve cin(ler) bu Kur’an’ın bir benzerini getirmek üzere toplansalar ve birbirlerine arka olup yardım etseler yine onun benzerini getiremezler.
Kur’an-ı Kerim'de pek çok kere insanlığa bu şekilde meydan okuma var ve bu gün dahi bu meydan okumayı boşa çıkarıp İslam'ı kökten yok edebilecek bir beşeri cevap yoktur. Kur’an-ı Kerim'in barındırdığı belagat, fesahat, icaz, câmiiyyet, bedâet ve beraat kaideleri, taklidini sadece edebi yönden bile imkansız kılmaktadır. Kaldı ki Kur’an-ı Kerim'in kitaplar dolduracak kadar çok mucizeleri kıyamete kadar insanlığa somut bir delil niteliğindedir. Belirtmekte fayda var, Kur'an-ı Kerim-i meal üzerinden değerlendirmeye kalkmak yanlış bir davranıştır. Bunun iki sebebi vardır. İlk sebebi Kur'an-ı Kerim'e, en ufacık bir müdahale bile onun kusursuzluğunu değiştirecektir. İkinci sebep her edebi eserin kendi yazıldığı dil kaideleri ile değerlendirilme zorunluluğudur.
Peygamber (s.a.v.) buyurdular. “Hiçbir peygamber yoktur ki, insanların inanmaları için kendisine mucizeler verilmiş olmasın. Bana verilen ise Allah’ın vahyettiği vahiy (Kur’ân-ı Kerîm)dir. Bu sayede ben kıyamet günü ümmeti en çok olan peygamber olacağımı ümit ediyorum.”[Buharî, Müslim]
Hiç şüphesiz insanların, ben peygamber görmedim, ben mucize görmedim, bahanesi bu Hadis-i Şerif ile elinden alınmıştır. Mucize görmek isteyen Kur’an-ı Kerim e bakmalıdır.
Eşi benzeri olmayan, yüceliği tasavvur edilemeyen, herşeye hakim olan, her şeyi idare eden, her şeyi gören, her şeyi bilen, her zaman ver her yerde hazır olan, kudreti sonsuz, ilmi sonsuz, ezeli ve ebedi olan, verdiği hükmünü icraata sokacak kudreti bulunan, hiçbir şeye muhtaç olmayıp herşeyin ona muhtaç olduğu ve her türlü eksiklikten münezzeh olan Allah Celle Celâlühu, insanı muhatap almışken insanın buna tenezzül etmez tavırda davranması kabul edilir bir şey midir?
Allahım bize, Kur'an-ı Azimüşşan'ın azametini hakkıyla anlamayı nasip et. (Amin)
Kur’an-ı Kerim... 14 asırdır milyarlarca insanın, içerisinde bir tek hataya veya kusura rastlamadığı bir kitap. Nasıl bir kitap ki, yazıldıktan sonra bir harfinin bile değiştirilmesine gerek kalmasın. Üstelik bu kitap bizzat kendisi, hiçbir şekilde değiştirilemeyeceğini bizlere haber versin. Tarih bize tüm islam düşmanları bir araya gelseler bile, ayet-i kerime de bildirilen hükme karşı koyamayacaklarını en net biçimde göstermiştir.
Kur’an-ı Kerim, yaklaşık 23 senede peyderpey yaşanan olaylar neticesinde, bazen bu olaylara cevap vererek, bazen tenkit ederek, bazen tavsiyede bulunarak, bazen de kanun koyucu üslup ile, parça parça tamamlanmıştır. Bu şekilde 23 senede indirilen Kur’an-ı Kerim'in, sanki bir bütün halinde indirilmişçesine (zaten öyle Kadr suresi 1. ayet) bir ahenge sahip olması onun bir başka mucizesidir. O zaman biz, ya bunu yazan beşer geleceği görüyordu, 23 sene boyunca olacakları biliyordu ve kendisini edebi, ilmi, fikri açıdan fevkalade geliştirmişti ve bu eseri yazdı diyeceğiz, yada bunun bir beşer ürünü olmadığını kabul edeceğiz.
Kadr Suresi 1. Ayet : Biz o(Kur’a)n’ı Kadir gecesinde indirdik.
İsra Suresi 88. Ayet : De ki: "Andolsun eğer insan(lar) ve cin(ler) bu Kur’an’ın bir benzerini getirmek üzere toplansalar ve birbirlerine arka olup yardım etseler yine onun benzerini getiremezler.
Kur’an-ı Kerim'de pek çok kere insanlığa bu şekilde meydan okuma var ve bu gün dahi bu meydan okumayı boşa çıkarıp İslam'ı kökten yok edebilecek bir beşeri cevap yoktur. Kur’an-ı Kerim'in barındırdığı belagat, fesahat, icaz, câmiiyyet, bedâet ve beraat kaideleri, taklidini sadece edebi yönden bile imkansız kılmaktadır. Kaldı ki Kur’an-ı Kerim'in kitaplar dolduracak kadar çok mucizeleri kıyamete kadar insanlığa somut bir delil niteliğindedir. Belirtmekte fayda var, Kur'an-ı Kerim-i meal üzerinden değerlendirmeye kalkmak yanlış bir davranıştır. Bunun iki sebebi vardır. İlk sebebi Kur'an-ı Kerim'e, en ufacık bir müdahale bile onun kusursuzluğunu değiştirecektir. İkinci sebep her edebi eserin kendi yazıldığı dil kaideleri ile değerlendirilme zorunluluğudur.
Peygamber (s.a.v.) buyurdular. “Hiçbir peygamber yoktur ki, insanların inanmaları için kendisine mucizeler verilmiş olmasın. Bana verilen ise Allah’ın vahyettiği vahiy (Kur’ân-ı Kerîm)dir. Bu sayede ben kıyamet günü ümmeti en çok olan peygamber olacağımı ümit ediyorum.”[Buharî, Müslim]
Hiç şüphesiz insanların, ben peygamber görmedim, ben mucize görmedim, bahanesi bu Hadis-i Şerif ile elinden alınmıştır. Mucize görmek isteyen Kur’an-ı Kerim e bakmalıdır.
Eşi benzeri olmayan, yüceliği tasavvur edilemeyen, herşeye hakim olan, her şeyi idare eden, her şeyi gören, her şeyi bilen, her zaman ver her yerde hazır olan, kudreti sonsuz, ilmi sonsuz, ezeli ve ebedi olan, verdiği hükmünü icraata sokacak kudreti bulunan, hiçbir şeye muhtaç olmayıp herşeyin ona muhtaç olduğu ve her türlü eksiklikten münezzeh olan Allah Celle Celâlühu, insanı muhatap almışken insanın buna tenezzül etmez tavırda davranması kabul edilir bir şey midir?
Allahım bize, Kur'an-ı Azimüşşan'ın azametini hakkıyla anlamayı nasip et. (Amin)