YA BİR KEZ KAYBEDERSENİZ...

Hack Forum

Administrator
Yönetici
Katılım
29 Ağu 2021
Mesajlar
635,251
Tepki
8
Puan
38
Ulan kompradorlar pis pis güldüğünüzü hatta kahkahalar attığınızı dahası şampanyalar patlattığınızı hissediyorum sanki. Yükselir kazanırsınız, düşer toplarsınız, yükselir kazanırsınız, düşer toplarsınız. Hep böyle devam eder gider. Talih her defasında size güler. Sizler kapalı kapılar arkasında gülerken, ezilenler ise an be an ölür. Niye böyle olur ki? Nasıl böyle olur ki? Böyle şeyleri pek anlamıyorum da! Kafam pek basmıyor anlamaya, daha çok inanmayı tercih ettiğim için. Küçük balık hangi yöne dönse yine sizin ağzınıza düşer, çünkü ağzınız öyle devasa ki her yeri kaplamıştır ve kaçış yoktur. Zaten canı nedir ki küçük balığın, delebilir mi hiç timsah derisinden gövdenizi? Ayrıca ağzınıza düşen yanmıştır, karanlığa mahkûmdur artık, nasıl kurtulacaktır karanlıktan, aydınlık olmayınca? Zaten örümcek ağına hep ezilenler takılır kalır. Şansta sizinledir daima. Ezilenin kalbi zayıftır, elleri yumuşacıktır, ikisi de zarar veremez yani ama hep zarar görür. Sizinse, kalbinize kan pompalanır bitevi , yumruğunuz ise demirdendir. Ezilenin şansı mı olur hiç? Siz ne zaman kaybettiniz ki zaten? Kaybetmeniz imkânsızdır. Düşeceğiniz an uzanan bir el mutlaka olur. Kaybetmeyi düşünmek bile kâbustur size. Ezilenin kaybetmesi ise sanki kaderidir. Ama anlayamıyorum işte bu işleri! Bunlar garip şeyler. Velâkin ateş yakar onu biliyorum. Yaş odunlar geç yanar ama yanar. Yanmaz mı yoksa? Ne vardır içinde onu yakmayacak? Ezilenin ruhunun derinliklerinden fışkıran ateş nasıl olur acaba? Göğe yükselen nasıl düşer acaba? Anlamayanlar konuşurlar sadece, bilmezler, bilmediklerini de bilmezler. Ama bilgiçlik yapmayı, bilirmiş gibi ahkam kesmeyi çok severler. Yani aptaldırlar haddizatında ama farkında değildirler. Bu da işinize gelir hep. Bu yüzden de cehaletten tiksinirim, ömrüm boyunca tiksindim. Ve bu dünyada sizi besleyen tek şey cehalettir. Öyle demez mi Victor Hugo; “zalimlerin çarkı cahillerin çalışmayan kafalarıyla döner.” Hani Antole France de ne demişti; “vatan için ölündüğü sanılır, gerçekte sanayiciler için ölünür.” Siz ise işinizi çok iyi bilirsiniz ve kazanırsınız. Kazanmak uğruna gerekirse acımasızca can alırsınız. Bana kızmayın sakın, ben söylemiyorum, büyük beyinler söylüyorlar bu sözleri, yanlışsa da çıkarsınız ortaya kafanızı koyarsınız meydana ve çarpışırlar, şans kimden yanaysa o döver. İşte burada size gülen şanstan bahsetmiyorum. Yoksa bu sözleri iktibas yaptığım için hain mi olurum? Hani komprador burjuvazi işine gelmeyeni itham etmeyi çok sever de o yüzden soruyorum. Franz Kafka diyordu ya; “isterdim ki bayım kafalarımız savaşsın ama görüyorum ki siz silahsızmışsınız.” Evet, sizin silahlarınız var elbette ama aynı silahlar değil. İşte o yüzden korkutursunuz. Bizimkisi diriltir, sizinkisi öldürür. Bu yüzden bizimkisinden korkulmaz ama bizimkisi de cahil dünyada işe yaramaz. Çünkü dünyalık kazandırmaz. Bilgi ve namus ne zaman kazandırmıştır ki zaten? İkisi de ayaklar altında çiğnenmiştir daima. Fakat sizinkisi korkutur ve korkak bir dünyada çok işe yarar. Hep garip şeyler işte bu şeyler. Ölen ruhlar asla diriltmez, çalınan emek asla iflah etmez! Ama umudum var, inanıyorum, mutlaka yenileceksiniz! Hani büyük usta Cüneyt ARKIN ‘’Cemil Dönüyor ’’ isimli filminde ‘’BİZ HİÇBİR ZAMAN KAYBETMEYİZ!’’ diyen bir kompradora hitaben bir söz söylemişti, neydi o? ‘’YA BİR KEZ KAYBEDERSENİZ!’’ Neyse…

NOT:

Mutlaka ama mutlaka tümünü izleyin. Her kelimeyi iyi duyarak, hissederek, anlayarak izleyin. Ama artık izlediğiniz hiçbir şeyi boş boş gülmek, mal mal ağlamak, saftirikçe hüzünlenmek için değil derin derin düşünmek, izlediklerinizle hayatı kıyaslamak ve ders çıkarmak için izleyin. Ağlarsanız da bilinçli ağlayın, gülerseniz de bilinçli gülün, hüzünlenirseniz de bilinçli hüzünlenin. Tabi tercih ve takdir sizin. Çünkü hayat sizin. Yazının sonunda söz ettiğim ve yazı başlığı yaptığım sözün geçtiği film “Cemil Dönüyor”, birincisinin adı da “Cemil” bunu da izleyin. Hani Ali Şeriati ne demişti; ''şuursuzlukta şerefsizlik kadar suçtur.'' Acımasızca ve amansızca ezilip, sömürülen insanlık, makamı ve konumu ne olursa olsun, ister savcı, ister hâkim, ister doktor, ister öğretmen, ister işçi, ister çiçekçi, ister boyacı, ancak Komiser Cemil gibi namuslu, şerefli, cesur ve bilinçli insanlar çoğaldıkça kazanacaktır ve yarınlarda daha adil, daha güzel, daha aydınlık, sömürüsüz, sınıfsız, hür bir dünyaya kavuşacaklardır.
 
Üst