- Katılım
- 29 Ağu 2021
- Mesajlar
- 632,453
- Tepki
- 8
- Puan
- 38
İÇİ BOŞALTILMIŞ İSLAM
Hadis-i kutside Cenâb-ı Hak buyurur ki : "Rahmetim gazabımı geçti."
Ehli imanın son galibiyeti asırlar sürmesine rağmen, ehli küfrün son galibiyeti çok kısa sürmüş ve Allah Celle Celâlühu tekrar manevi bahar mevsimini başlatarak müslümanların yolunu açmıştır. Bu oluş Allah Teala'nın "Rahmetim gazabımı geçti" ilahi kanununun bir tezahürü olsa gerek. Mevsim gereği ehli küfür akıntıya karşı kürek çekmektedir ve her kürekte 2 adım geri gitmektedir. Bu mevsimde ehli küfrün yapacağı tek şey manevi mevsim geçene kadar kendini gizlemek ve bir sonraki manevi kışın gelmesini beklemektir. Zira kıyametin manevi kış mevsiminde kopacağı bizlere Resulullah (s.a.v.) tarafından bildirilmiş, ondan da önce son ve en büyük deccalin zuhuru bir sonraki manevi kış mevsimine kalmıştır.
Şimdi ehli küfrün durumu ölümcül darbeyi aldıktan sonra can çekişen, son çırpınışları yapan bir bir hayvan misalidir ve Kur'an-ı Kerim'e orta çağ zihniyeti deyip saldırmaları bu kabilden değerlendirilebilir.
Moğol istilası yani bir önceki ehli küfrün zaferinin islam'a zararı sadece maddi cihette olmuş, itikadın ve ilmim tahribatına kısmen sebep olmuştu. Son ehli küfrün tahribatı ise çok daha şiddetli olmuş, Kur'an-ı Kerim dahi defalarca yok edilmeye teşebbüs edilmiş, fakat Allah Teala'nın mucizesi ile ehli küfrün buna gücü yetmemiştir. Ehli küfür tek çare olarak insanları Kur'an-ı Kerim'den uzaklaştırmış, onu anlayamaz hale getirmiş, hem mana olarak hemde bereket olarak Kur'an-ı Kerim'den istifade edemeyen insanlık, karanlıklar üstüne karanlıklara düçar olmuş, zulüm zirve yapmıştır. Bununla da yetinmeyen ehli küfür müslümanların itikadını sarsmış, manadan uzaklaştırmış ve başsız bırakmıştır. Sonuç olarak ortada içi boşaltılmış bir İslam ve gaflete boğulmuş müslümanlar kalmıştır. Öyle ki ben müslümanım diyen biri peygamberlere dil uzatıyor, Allah Teala'nın açık emrine uyup tesettüre giren müslümanlara düşmanlık besliyor, dinin direği ve ibadetlerin tacı olan namazın teferruat olduğu, kalp temizliğinin yeteceği şeklinde hiçbir delili olmayan inanışlar besliyor ve daha hesabını veremeyeceği nice manevi suçları korkmadan işleyebiliyor.
Nasr Suresi : Allah'ın yardımı ve fetih geldiğinde ve insanların bölük bölük Allah'ın dinine girdiğini gördüğünde, Rabbine hamd ederek tespihte bulun ve O'ndan bağışlama dile. Çünkü O tövbeleri çok kabul edendir. (1-3)
Nasr Suresi, ehli imanın zafer dönemlerine yakın zamanlarda, Allah Teala'nın hidayet barajlarını açtığını ve insanların gruplar halinde İslam'la şereflendirileceğini işaret etmektedir. Şimdi içinde bulunduğumuz zaman öyle bir zamandır ve bu zamanda hidayetle buluşup İslam ile şereflenmemek ne büyük nasipsizlik ne büyük hüsrandır.
Son tahlilde ehli imanın her mağlubiyetten sonra daha güçlü olarak geri geldiğine ve moğol istilasından sonra müslümanlara, İstanbul'un fethinin kapılarının açılmış olmasına bakarak, önümüzdeki manevi yaz mevsiminde İslam'ın daha geniş toprakları fethedeceğini ve daha geniş kitlelere ulaşacağını umut edebiliriz. Allah Celle Celâlühu bu zaferden bizleri de hissedar eylesin (Amin)
Hadis-i kutside Cenâb-ı Hak buyurur ki : "Rahmetim gazabımı geçti."
Ehli imanın son galibiyeti asırlar sürmesine rağmen, ehli küfrün son galibiyeti çok kısa sürmüş ve Allah Celle Celâlühu tekrar manevi bahar mevsimini başlatarak müslümanların yolunu açmıştır. Bu oluş Allah Teala'nın "Rahmetim gazabımı geçti" ilahi kanununun bir tezahürü olsa gerek. Mevsim gereği ehli küfür akıntıya karşı kürek çekmektedir ve her kürekte 2 adım geri gitmektedir. Bu mevsimde ehli küfrün yapacağı tek şey manevi mevsim geçene kadar kendini gizlemek ve bir sonraki manevi kışın gelmesini beklemektir. Zira kıyametin manevi kış mevsiminde kopacağı bizlere Resulullah (s.a.v.) tarafından bildirilmiş, ondan da önce son ve en büyük deccalin zuhuru bir sonraki manevi kış mevsimine kalmıştır.
Şimdi ehli küfrün durumu ölümcül darbeyi aldıktan sonra can çekişen, son çırpınışları yapan bir bir hayvan misalidir ve Kur'an-ı Kerim'e orta çağ zihniyeti deyip saldırmaları bu kabilden değerlendirilebilir.
Moğol istilası yani bir önceki ehli küfrün zaferinin islam'a zararı sadece maddi cihette olmuş, itikadın ve ilmim tahribatına kısmen sebep olmuştu. Son ehli küfrün tahribatı ise çok daha şiddetli olmuş, Kur'an-ı Kerim dahi defalarca yok edilmeye teşebbüs edilmiş, fakat Allah Teala'nın mucizesi ile ehli küfrün buna gücü yetmemiştir. Ehli küfür tek çare olarak insanları Kur'an-ı Kerim'den uzaklaştırmış, onu anlayamaz hale getirmiş, hem mana olarak hemde bereket olarak Kur'an-ı Kerim'den istifade edemeyen insanlık, karanlıklar üstüne karanlıklara düçar olmuş, zulüm zirve yapmıştır. Bununla da yetinmeyen ehli küfür müslümanların itikadını sarsmış, manadan uzaklaştırmış ve başsız bırakmıştır. Sonuç olarak ortada içi boşaltılmış bir İslam ve gaflete boğulmuş müslümanlar kalmıştır. Öyle ki ben müslümanım diyen biri peygamberlere dil uzatıyor, Allah Teala'nın açık emrine uyup tesettüre giren müslümanlara düşmanlık besliyor, dinin direği ve ibadetlerin tacı olan namazın teferruat olduğu, kalp temizliğinin yeteceği şeklinde hiçbir delili olmayan inanışlar besliyor ve daha hesabını veremeyeceği nice manevi suçları korkmadan işleyebiliyor.
Nasr Suresi : Allah'ın yardımı ve fetih geldiğinde ve insanların bölük bölük Allah'ın dinine girdiğini gördüğünde, Rabbine hamd ederek tespihte bulun ve O'ndan bağışlama dile. Çünkü O tövbeleri çok kabul edendir. (1-3)
Nasr Suresi, ehli imanın zafer dönemlerine yakın zamanlarda, Allah Teala'nın hidayet barajlarını açtığını ve insanların gruplar halinde İslam'la şereflendirileceğini işaret etmektedir. Şimdi içinde bulunduğumuz zaman öyle bir zamandır ve bu zamanda hidayetle buluşup İslam ile şereflenmemek ne büyük nasipsizlik ne büyük hüsrandır.
Son tahlilde ehli imanın her mağlubiyetten sonra daha güçlü olarak geri geldiğine ve moğol istilasından sonra müslümanlara, İstanbul'un fethinin kapılarının açılmış olmasına bakarak, önümüzdeki manevi yaz mevsiminde İslam'ın daha geniş toprakları fethedeceğini ve daha geniş kitlelere ulaşacağını umut edebiliriz. Allah Celle Celâlühu bu zaferden bizleri de hissedar eylesin (Amin)